Okçuluk savaşlarda savunma amaçlı kullanılan bir silah olması dışında günümüzde modern okçuluk olimpik spor olarak ve geleneksel okçuluk ve atlı okçuluk geleneksel sporlarımız arasındaki yerini almıştır. Osmanlı döneminde Bursa’nın bir buçuk, iki kilometre kuzeyinde bulunan Atıcılar semtinde Türklerin dünya çapında rekortmen okçularının ok düşürdükleri yerlere kendi adlarına menzil taşı dikiliyordu.
Evliya Çelebi, Bursa’da Hisar içerisinde Orhan Gazi zamanında kurulmuş olan Güreşçiler Tekkesi’nden bahsetmekte ve “Tekke-i Hayy-ı Bursa, Tekke-i Rufai” birdir, demektedir. Bu ifadelerden, 1640 yılında Bursa Güreşçiler Tekkesi’nin faal olduğu, Rufai Tarikatı tarafından kurulan bir spor kulübünün faaliyet yürüttüğü anlaşılmaktadır. Tekkenin Rufai meşrepli olması; bu tekkede diğer Rufai tekkeleri gibi sadece tasavvuf faaliyetler yapılmadığını, özellikle spor alanında çalışıldığını ifade etmektedir. 1481-1513 yılları arasında yaşayan Bursa’lı Şuca, Osmanlı tarihinde ender görülen rekortmen okçularımızdandır, Takyeci Kulu Kemankeş Şuca olarak anılmıştır. Bursa’lı Şuca’nın Harmancık ilçesine bağlı Okçular köyünde doğduğu bilinmektedir.
Geleneksel Türk Okçuluğu 2014 Yılında Ulusal Envantere kayıt edilmiştir.