Geleneksel Türk tiyatrosunun önemli unsurlarından olan gölge oyunu Karagöz, Osmanlıdan günümüze yaşatılan kültür mirasımızdır. Karagöz tasvirleri tabaklanmış deve, inek, keçi, ceylan ve eşek derisi kullanılarak yapılmaktadır. Özel olarak hazırlanmış, temizlenmiş bıçak izi olamayan deriler seçilerek temizleme bıçakları ile kazınır, su ile ıslatılarak “derinin hamlanması” sağlanır. “Bız” adı verilen alet ile tasviri yapılacak figürlerin kalıpları derinin üzerine çizilir. Çelik makaslarla kesildikten sonra geleneksel olarak nevregan bıçakları ile tasvirin çizgi yerlerinden oygu yapılır. Oygu derinin üst ve alt kısmına yapılarak temizleme bıçağı ile çıkan çapaklar temizlenir. Nevregan bıçağı ile tasvirin üzerindeki diğer oygular açıldıktan sonra oyguların belirgin olması için mürekkep veya siyah boya ile ince fırça kullanılarak kontürlenir, hat çekilir. Tasvirin renkli tarafları geleneksel olarak hazırlanan lahur çiviti, çivitotu, indigofere, zerdeçal kökleri gibi doğal ot ve kökler ile sentetik boyalar kullanılarak boyanmaktadır. Boyalar kuruduktan sonra birbuçuk santim çapındaki “düğme” adı verilen yuvarlak parça tasvirin ağırlık merkezi ve oynatım yeri olarak belirlenen yerine “bız” ile delikleri açılmış olan düğmenin üzerine mumlu iple dikilir. Tasvirin oynatımı sırasında değneğin takılması için düğme zımba ile delinir. Oyunlarda kullanılan figürler dışında “ayna” adı verilen perdede dekor olarak kullanılan göstermelikler de aynı yöntemle yapılmaktadır.
Karagöz oyunlarında yer alan; rum, ermeni, frenk, Arnavut, laz, rumalili, Kastamonulu muhacir, pehlivan, çelebi, cazular, tuzsuz deli bekir, tiryaki, zenne, hamamcı, bozacı, bolulu, aşçı, kahveci, ciğerci, çalgıcı, dansöz vb. tiplemelerin tasvirleri yapılmaktadır.