Dünyanın en eski askeri bandosu olarak bilinen mehterde kullanılan sazlara, VIII. yüzyılda yazılmış ve Türk tarihinin en eski yazılı kaynağı olan Orhun kitabelerinde rastlanılmaktadır. Orhun kitabelerinde “Kübürge” ve “Tuğ” çalgılarından bahsedilmektedir.
1289 yılında Selçuklu Sultanı II. Gıyasettin Mesut, Kayı Aşireti'ni güçlü bir beylik haline getiren Osmangazi'ye bir ferman ile emirlik payesiyle bağımsızlık sembolü sayılan tuğ, âlem, tabil (davul), nakkare, cevgen gibi musiki aletleri göndermiştir. Bu olay Osmanlılarda Mehterin ilk kuruluşu olarak kabul edilmektedir.
Bursa’nın fethi ile beylikten devlete geçen Osmanlı’nın ilk mehteri 1326 yılında Bursa’da kurulmuştur.
Mehter Takımı iki bölüm, yedi takım halinde kurulup faaliyette bulunur. Konser (Nevbet) esnasında hilal şeklini alan Mehter Takımının yürüyüş düzeninde; birinci bölümde Sancak Takımı bulunur, ikinci bölümde önce Cevganlar bulunur, arkalarında sırasıyla Zurnazenler, Boruzenler, Nakkarezenler, Zilzenler ve Davulzenler ve en arkada (at ya da deve üzerinde) kös yer alır.
Mehter'in yürüyüş şekli çok kişi tarafından sanıldığı gibi iki ileri bir geri şeklinde değildir. Mehter yürüyüşü kendine has bir yürüyüş olup, daima sağ ayakla başlanır ve her üç adım atışta sağa ve sola dönülerek yürünür. Bu mehterin her iki tarafı selamlamasıdır.
Mehteran “kat” lardan teşekkül eder. Mehteranda, her sazdan bireriyle kurulan topluluğa kat adı verilir. Mesela beş katlı mehter denilince, her sazdan beşer olduğu anlaşılır. Mehter takımı 3,5,7,9, katlı olarak kurulur. Osmanlı imparatorluğunun ihtişamlı devirlerinde mehter kat sayısı 12'ye kadar çıkmıştır.